e
sv

Muhsin Ertuğrul-Vedat Günyol-Beethoven

1233 Okunma — 11 Ocak 2019 02:06
Hatice Eroğlu AKDOĞAN
“Sanatta hiçbir kural yoktur ki daha üstününe yer vermesin.”

Edebiyat hareketi ya da edebiyat tarihi kendi içinde çokça ayrıntıyı da barındırır. Bir konuda bilgi toplamak için belediye kütüphanesinin katalogunu taradığımda bazen heyecan veren eski edebiyat, sanat ve fikir dergilerine rastlayabiliyorum. Bu sefer elime Yeni Ufuklar dergisinin ciltlerinden biri geçti. Nedense benim aklımda Yeni Ufuklar’ın boyutunun büyük olacağı gibi bir imaj kalmış. Yeni Ufuklar küçük ve incecik bir dergi, üstelik de ciltsizdi. Bir yıllık 12 sayı üst üste konulup kırmızı bir kurdele ile dikine ve boyuna sarılıp ilmek atılmış.

Kapağını kaldırdığımda ikinci kez şaşırdım. Dergiyi kütüphaneye Muhsin Ertuğrul bağışlamış. Tiyatro ustası Muhsin Ertuğrul kendi evinde biriktirdiği o dergileri bağışlamasaydı, çok muhtemel kütüphanede o dergiler olmayacaktı. Derginin iç kapağında ise başka sürpriz isim bilgisi vardı:  “Bu sayıyı hazırlayan Vedat Günyol

Gevrekleşmiş saman sarısı sayfaları nazikçe çevirmeye başlıyorum. İç sayfalarda “ÖZDEYİŞLER” diye bir başlık atılı. Altında, solda ise “Beethoven” yazılı. Beethoven gibi bir müzik dâhisinin sanatla ilgili söylediklerini elbet herkes merak edebilir diye hemen kaleme sarılıyorum. Sözlere ilişkin herhangi bir kaynak notu yok. Ancak sayıyı hazırlayan titiz araştırmacı ve çevirmen Vedat Günyol olduğuna göre ona inanmak zorundayız diye düşünüp sözcüklerin o günkü yazılış şekline hiç dokunmadan sözü Beethoven’e veriyorum:

“Sanatta hiçbir kural yoktur ki daha üstününe yer vermesin.”

“Bir sanatçıdan neler istemezler ki? Bunda haksız da değildirler hani. Ama buna karşılık onu taştan taşa çalarlar. Ne iğrenç!”

“Dünyada bir sanat mağazası olmalı. Sanatçı oraya eserlerini, ihtiyacı olan şeylerle değiş tokuş etmek için getirmeli.”

“Beni besleyen umuttur. Dünyanın yarısını da besler. Bütün hayatım boyunca benim can yoldaşım o oldu. Onsuz halim nice olurdu.”

“Kim olduğundan daha iyi görünmek istemez ki?”

“Hakka dayanan gözüpeklik daima kazanır.”

“Karanlıklar ülkesinin iblislerine gelince, görüyorum ki en büyük aydınlıkta bile haklarından gelemiyoruz.”

“Beni sadece sanatçı olarak değil, bir insan olarak da büyük görün. Dünyanın ilerlemeleri imkân verince, sanatım sade yoksulların emrinde olacaktır.”

“İnsanlar arasında ufacık ortak bir yan, dostluk yolunu açmaya yeter de artar bile.”

“Gerçek sanatçıda kendini beğenmişlik yoktur. Her ne kadar uzaklarda olduğunu belli belirsiz, fark ederse de sanatın sonu olmadığını bilir. Başkalarının kendini beğendiği sürece, varması gereken yere varamamanın üzüntüsünü duyar durur.”

“En büyük isteğim pir aşkına eser vermektir. Bu da sanatçı için daima imkansız olacaktır.”

“Dünya, iyi davranması için pöhpöhlenmesi gereken bir krala benzer.”

“Gerçek sanat direticidir. Koltuklayıcı şekillerle ifade edilmeğe yanaşmaz.”

“İnsanoğullarının çoğu iyilik karşısında coşuverir. Onlarda sanatçı dokusu yoktur da ondan. Sanatçıların küçük coşkulara karınları toktur.”

                           Yeni Ufuklar Sanat, Fikir Dergisi, 1959, 80.sayı. Sf.  274-275

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.