arama

Şiir Yoldaşımızdır[*]

Temel DEMİRER
“Şiir bir eylem olanağı, ilerleme olanağı olmalıdır, çünkü şiir bütün pencerelerde, bütün ufuklarda şarkı söyler, yalana karşı gerçekliğin ve örnekliğin şarkısını söyler,”
  • paylaş
  • paylaş
  • paylaş
  • paylaş
  • paylaş
  • Temel Demirer Temel Demirer
  • 1 Star
    Loading...

“Çünkü şiir
mutluluğa değil,
direnmeyedir!” [1]

Bertolt Brecht Temmuz 1937’de Madrid’deki konuşmasında, “Kültür halkın kolektif üretiminin
ayrılmaz parçası ise; halkı ekmekten mahrum bırakan şiddet ile şiirden mahrum bırakan şiddetin aynı
olması”na [2] dikkat çekerken; “Bu dünyada her daim hiçbir şeyi olmayanların yanında olacağım,” diye
haykıran Federico García Lorca’nın faşistlerce katledildiğini anımsamayan var mı?
Faşistlerin şaire kastetmesi elbette “tesadüfi” değil. Çünkü şiir, ezilenlerin yoldaşıdır; “Nazik
konuları açıklamanın en iyi yolu şiire başvurmaktı. Şiirler her duruma uyardı. Söylenilmek istenen şeyi çok
dolaylı bir biçimde dile getirdikleri hâlde, ne anlatılmak istendiği anlaşılırdı,” [3] ifadesindeki üzere Elias
Canetti’nin…

Tekrarda yarar var: Şiir önemlidir; Gassan Kanafani’nin, “Şiir, bir uçağı düşüremez ama pilotun
kafasını karıştırabilir,” sözleriyle altını çizdiği gibi, etkisi müthiştir. Tıpkı Ahmet Telli’nin,

“İnsana en çok şiir yakışıyor.
Sonra yeryüzüne yağmur.
Gökyüzüne mavi”

Yannis Ritsos’un,

“Şiire aşka ve ölüme inanıyorum diyor
işte bu yüzden ölümsüzlüğe de inanıyorum.
Bir dize yazıyorum dünyayı yazıyorum; ben varım dünya var,” dizelerindeki üzere…

Siz bakmayın “Şiir öldü” zırvalarına; şimdilerde şiir her zamankinden daha da fazla önemli ve
gerekli, şu her şeyin hızla çürü(tül)düğü devasa bir çöplüğe dönüştürülen coğrafyamızda, dünyamızda…
Kapitalizmin vicdani, ahlâkî, insanî değerleri ayaklar altına aldığı yabancılaş(tırıl)ma tablosunda Özdemir Asaf’ın deyişiyle “bütün renkler hızla kirleniyor”ken; direnme gücüdür şiir. Çünkü yaşamı savunan
şairin yüreği attıkça dizelerinin öfkesi dinmez, üstüne yürür zulmün/ zalimin…

Sakın ola kimse şairin çabası beyhudedir demeye kalkışmasın; hayır böyle bir şey söz konusu
olamaz! Şiir anlamını ve değerini tüm olumsuz dış koşulların tehdidine karşı, hayatı/ ezilenleri/ sevdayı
savunarak korudu, koruyor, koruyacaktır da!

Şiir şiir; şair de şair olmaya devam ettikçe ya da Federico Fellini’nin, “Para ve şiir her yerde. Eksik
olan şairler,” biçiminde tarif ettiği olumsuzluğa teslim olunmadıkça ne şiir ne de şair teslim alınamaz, diz
çöktürülemez! Çünkü “Şairler, dünyayı hâlâ çocukların gözünden görebilen insanlardır,” Alphonse
Daudet’nin hatırlattığı gibi…

Kolay mı? John Berger’in, “Şiir kanayan yaraya seslenir”; Friedrich Nietzsche’nin, “Şiir sanatı ve şairlik gerçek düş yorumculuğundan ibarettir”; [4] Şerif Temurtaş’ın, “Bir şiir neye yarar bir aşk bir devrim değilse
ruhumuzda depremler yaratan,” [5] notunu düştüğü hakikât açısından “Şiir bir eylem olanağı, ilerleme olanağı olmalıdır, çünkü şiir bütün pencerelerde, bütün ufuklarda şarkı söyler, yalana karşı gerçekliğin ve örnekliğin şarkısını söyler,” [6] söylemelidir de. Çünkü şiir bir dünya görüşüdür, duruştur, gerçekle ilişkimizin bir biçimidir. Böyle olduğu için de insanlara yaşamları boyunca eşlik eden bir felsefedir. Malum: “Felsefede şiire yer olduğu gibi, şiirde de felsefeye yer vardır. Şiiri felsefeyle birlikte düşünmek, okumak ve değerlendirmek, aynı zamanda insanı ve onun ortaya koyduğu kültürü de anlamak ve değerlendirmektir.” [7]

St. Thomas More’un, “Ve açlıktan ölen, soğukta titreyen, hastane kapılarında can veren bir insanın
yazgısı ne denli acıysa; doğanın güzelliğinden, düşünceden, şiirden, müzikten haz duyamayan bir insanın
yazgısı da o denli acıdır,” uyarısı eşliğinde; şiir belli bir tarih bilinci, geleceği devrimci idealler yönünde
kurma ve de aşkı ve hayatı savunma mücadelesine anlam, değer katan direncin hafızasıdır.
Şiir insana yazılır, aşkı ve hayatı savunmak, yüceltmek, estetize etmek içindir. Şair de özgür/ muhalif
duruşuyla her türlü riski göze alarak varlığını sürdürendir. İş bu nedenle  “Şiir ayıklanmış yaşantıdır” der
Melih Cevdet Anday…

Özetle insan(lık)a sonsuz olanaklar sunup, direngen hayal gücünü besleyen şiir, başka bir dünyanın
mümkün olduğu anlatır; insan olmak ve kalmak eylemine vicdani derinlikler katarken; hepimize şiirin atlası
insanın atlası ve bu atlas bütün bir yeryüzü yoldaşlığı olduğunu hatırlatır. Tıpkı Hasan Hüseyin Korkmazgil’in,

“biliyorum
matarada su
torbada ekmek ve kemerde kurşun değil şiir
ama yine de
matarasında suyu
torbasında ekmeği
ve kemerinde kurşunu kalmamışları
ayakta
tutabilir.

döner boşlukta
belki bir şiir
bir şiir kırıntısı
çalar kapımızı umutsuz karanlıkta
oklar yüreğimizi
iğilir yaramıza
dağıtır korkumuzu
ve karşı tepelerden
gürül gürül bir kalk borusu,” dizelerindeki gibi.

 

N O T L A R
[*] Avrupa Demokrat, Haziran 2024…
[1] Turgut Uyar.
[2] Franco Fortini, “Sanatın Özerkliği: Şairin Devrimle İmtihanı”, 12 Mart 2020… https://www.e-
skop.com/skopbulten/pasajlar-sanatin-ozerkligi-sairin-devrimle-imtihani/5685
[3] Elias Canetti, Körleşme, çev: Ahmt Cemal, Payel Yay., 1981, s.74.
[4] Friedrich Nietzsche, Tragedyanın Doğuşu, çev: İsmet Zeki Eyuboğlu, Say Yay., 1994, s.18.
[5] Şerif Temurtaş, Edebiyatta İsyan, Somut Yay., 2023, s.17.
[6] Paul Éluard, Ozan ve Gölgesi, çev: Özdemir İnce, Adam Yay., 1974,

 

etiketlerETİKETLER
Üzgünüm, bu içerik için hiç etiket bulunmuyor.